Gazze'deki insani durum üzerine yapılan tartışmalar, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun son sözleriyle yeniden alevlendi. Netanyahu, bir basın toplantısında "Gazze'de kimse açlıktan ölmüyor" şeklinde bir ifade kullandı. Bu sözler, dünya genelinde büyük bir tepki toplarken, birçok kişi ve kuruluş, bu açıklamanın gerçekleri yansıtmadığını iddia ediyor. Rakamlarla desteklenen bu iddialar ve tanıkların anlattıkları, bölgede yaşanan insani krizin boyutlarını gözler önüne seriyor. Peki, Netanyahu'nun bu açıklaması ne anlama geliyor ve Gazze'de gerçekten insanlar açlık nedeniyle yaşamını yitiriyor mu? İşte bu soruların yanıtlarını detaylandırıyoruz.
Gazze, uzun yıllardır süren çatışmalar, ekonomik ambargolar ve çeşitli insani krizlerle boğuşuyor. Birleşmiş Milletler'in raporlarına göre, bölgedeki insanların büyük bir kısmı gıda güvenliği sorunu yaşıyor. 2022 verilerine göre, Gazze'deki 2.1 milyon nüfusun yaklaşık %60'ı yetersiz beslenme sorunuyla karşı karşıya. Gazze Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı istatistiklere göre, özellikle çocuklar arasında beslenme yetersizliği oranları oldukça yüksek. Yani, bir yandan Netanyahu'nun "hiç kimse açlıktan ölmez" ifadesi, diğer yandan gerçeklerin çelişkisini ortaya koyuyor. Gazze'deki hastaneler, yiyecek ve temel ihtiyaçlar konusunda sıkıntı yaşıyor ve bu durum insan hayatını tehdit etmeye devam ediyor.
Bölgede yaşayan vatandaşların yaşadığı zorluklar, yalnızca istatistiklerle değil, bireysel tanıklıklarla da gün yüzüne çıkıyor. 35 yaşındaki Gazze sakini Fatma, bir süre önce yaşadığı açlık ve yokluk nedeniyle iki çocuğunu beslemekte zorlandığını ifade ediyor. "Marketlere gittiğimde, çocuklarımın sevdiği bir şey bulmak neredeyse imkansız. Şu an sadece ekmek bulabiliyoruz ve tek öğünümüz o." diyen Fatma, geleceğe dair umutlarının kalmadığını vurguluyor. Keza, başka bir tanık olan 50 yaşındaki Ali de gıda fiyatlarının fahiş bir şekilde arttığını ve temel ihtiyaç maddelerine ulaşmanın neredeyse imkansız hale geldiğini dile getiriyor. "Geçen yıl 100 Şekel'e (yaklaşık 30 dolar) aldığımız gıda maddeleri şimdi 250 Şekel; bu fiyatlar paralelinde yaşamaya çalışıyoruz." şeklindeki ifadeleri, Gazze'deki ekonomik çöküşü gözler önüne seriyor.
Netanyahu'nun açıklamaları, uluslararası toplumda artan eleştirilerin yaşanmasına yol açarken, dünya genelinde Gazze'ye yönelik yardım çalışmalarının ne denli acil ve gerekli olduğu da bir kere daha gündeme geldi. Birçok insan hakları örgütü, Netanyahu'nun söylemlerinin gerçeği yansıtmadığını savunuyor ve insani yardımların hızlandırılması gerektiğini dile getiriyor. Her ne kadar siyasetin etkisi ve propaganda unsurları belirleyici olsa da, Gazze halkının sesinin duyulması ve gerçeklerin araştırılması, bölgedeki insani durumu daha iyi anlamak için kritik önem taşımaktadır.
Sonuç olarak, Netanyahu'nun "Gazze'de kimse açlıktan ölmüyor" ifadesi, dünya genelinde büyük tartışmaların kapısını araladı. Ancak, datalar ve tanıkların gözlemleri, bir başka gerçeği gözler önüne seriyor. Gazze'deki insani dramın boyutları, sadece siyasi söylemlerle gizlenemez. Gerçekler karşısında sorumluluk almak, insani değerlerin korunması ve özellikle Gazze'deki halkın yaşam standartlarının iyileştirilmesi için herkesin bir şeyler yapması gerekiyor. Aksi takdirde, söylenenlerin tersine, açlık ve yoksulluk, Gazze'de bir gerçek olmaya devam edecek.